to have a firm persuasion, esp

listen to the pronunciation of to have a firm persuasion, esp
الإنجليزية - التركية

تعريف to have a firm persuasion, esp في الإنجليزية التركية القاموس.

believe
{f} inanmak

Bu çocuk dünyanın düz olduğuna inanmaktadır. - This child believes that the earth is flat.

Bir aptal her zaman başkalarının aptal olduğuna inanmaktadır. - A fool always believes that it is the others who are fools.

believe
{f} inancı olmak
believe
inanç duymak
believe
itimat etmek Believe me! Sözüme inan believableinanılır believeriman eden kimse
believe
sanmak
believe
varsaymak
believe
zannetmek
believe
inan

Çocukluğumda Noel Baba'ya inandım. - In my childhood, I believed in Santa Claus.

O, Ben'in sözlerine inanmadı. - He didn't believe Ben's words.

believe
{f} güvenmek
believe
kani olmak
believe
kanmak
believe
"in" ile güvenmek
believe
inanma

Bana göre buna inanmak zor. - I find this hard to believe.

O, Ben'in sözlerine inanmadı. - He didn't believe Ben's words.

believe
{f} iman etmek, güçlü bir inanç duymak
الإنجليزية - الإنجليزية
believe