O, bir fantezi dünyasında yaşıyor.
- He lives in a world of fantasy.
Konuşan sözlük artık bir fantezi değil.
- A talking dictionary is no longer a fantasy.
Bazen gerçek ve hayali ayırt etmek zordur.
- Sometimes reality and fantasy are hard to distinguish.
Hayali gerçekten ayıramıyor musun?
- Can't you divorce fantasy from reality?
Yoksulluk içinde yaşamak, bazı kadınların fantezisidir. Onlar bunun biraz romantik olduğunu düşünüyorlar.
- Living in poverty is some women's fantasy. They think it's somewhat romantic.