Adam hareketsiz yatıyordu.
- The man lay motionless.
Gezegenimiz, Dünya, her zaman hareket halindedir.
- Our planet, Earth, is always in motion.
Kenara çekilmem için polis bana işaret etti.
- The patrolman motioned me to pull over.
Ona sigara içmemesini elle işaret ettim.
- I motioned to her not to smoke.
He motioned for me to come closer.