to furnish with an edge as a tool or weapon; to sharpen

listen to the pronunciation of to furnish with an edge as a tool or weapon; to sharpen
الإنجليزية - التركية

تعريف to furnish with an edge as a tool or weapon; to sharpen في الإنجليزية التركية القاموس.

edge

O, uçurumun kenarında durdu. - He stood on the edge of the cliff.

Uçurumun kenarına bu kadar yakın durmanın güvenli olduğundan emin misin? - Are you sure it's safe to stand that close to the edge of the cliff?

edge
kırak
edge
sırt
edge
(Bilgisayar) kenar kenar
edge
yaklaşmak

Uçurumun kenarına çok yaklaşmak tehlikeli olurdu. - It would be dangerous to go too near the edge of the cliff.

edge
kenar çizgisi
edge
keskin kenar
edge
kenardan yavaş yavaş ilerlemek
edge
{f} kenar yap
edge
{f} kenar yapmak
edge
{i} kıyı
edge
{i} kesit
edge
{f} (bir tarafa doğru) yavaş yavaş gitmek
edge
ak
edge
ayrıt, kenar kenar
edge
kenardan y
edge
ilerletmek
edge
(isim) keskin kenar, ağız, kıyı, keskinlik, şiddet, kenar, kesit, üstünlük
edge
kenar,v.kenar yap: n.kenar
الإنجليزية - الإنجليزية
edge
to furnish with an edge as a tool or weapon; to sharpen
المفضلات