Fadıl kafatası kırıkları nedeniyle öldü.
- Fadil died of skull fractures.
Neden bir kırık kemiğin var?
- Why do you have a fractured bone?
Onda kusur bulduğun için zalimsin.
- It is cruel of you to find fault with her.
Tüm kusurlarına rağmen, Tom temel ahlak anlayışına sahipti.
- For all his faults, Tom had a fundamental sense of decency.
Tom her zaman her şeyde hata bulur.
- Tom always finds fault in everything.
Yaptığım her şeyde hata bulur.
- He finds fault with everything I do.
Kaza için seni suçlamıyorum, senin hatan değildi.
- I don't blame you for the accident; it was not your fault.
Diğerleri suçlayarak her zaman hatalarını mazur görüyorsun.
- You always excuse your faults by blaming others.
Her şeye ve herkese bir kusur buluyor.
- She finds fault with everything and everyone.
Bilim adamlarına göre yaygın bir hata her problemin teknik bir çözümü var olduğuna yanlışlıkla inanmaktır.
- A fault common to scientists is mistakenly believing that every problem has a technical solution.
... fracture here for okay ...