to form images or conceptions; to conceive; to devise

listen to the pronunciation of to form images or conceptions; to conceive; to devise
الإنجليزية - التركية

تعريف to form images or conceptions; to conceive; to devise في الإنجليزية التركية القاموس.

imagine
hayal etmek

Televizyon ya da internet olmayan hayatı hayal etmek zor. - It's difficult to imagine life without television or the Internet.

Ne televizyon ne de internetsiz bir hayatı hayal etmek zordur. - It is difficult to imagine a life with neither television nor the Internet.

imagine
farz etmek
imagine
hayalinde canlandırmak
imagine
hayalini kurmak
imagine
(Tıp) imajin
imagine
farzetmek
imagine
tasavvur etmek
imagine
hayaline getirmek
imagine
ihtimal etmek
imagine
hayal et

Olmayı hayal ettiğimiz kadar mutlu ya da mutsuz değiliz. - We are not as happy or unhappy as we imagine ourselves to be.

Böyle bitireceğimizi asla hayal etmedim. - I never imagined we'd end up like this.

imagine
başa düşmek
imagine
tahmin etmek
imagine
anlamak
imagine
(fiil) hayal etmek, düşlemek, düşünmek, hayal kurmak, farzetmek, sanmak, kafasında canlandırmak, tasavvur etmek
imagine
{f} düşünmek

Bir ailenin bizimkinden daha işlevsiz olduğunu düşünmek zor. - It's hard to imagine a family more dysfunctional than ours.

Evcil hayvanın olmadığı bir hayatı düşünmek zor. - It's hard to imagine a life without pets.

imagine
{f} hayal kurmak
imagine
{f} düşlemek
imagine
{f} sanmak
الإنجليزية - الإنجليزية
imagine
to form images or conceptions; to conceive; to devise
المفضلات