to force to journey

listen to the pronunciation of to force to journey
الإنجليزية - التركية

تعريف to force to journey في الإنجليزية التركية القاموس.

travel
{f} seyahat etmek

Yurt dışına seyahat etmek ister misiniz? - Would you like to travel abroad?

Ben aya seyahat etmek istiyorum. - I want to travel to the moon.

travel
{i} yolculuk

Steve bana yolculuklarının hikayesini anlattı. - Steve told me the tale of his travels.

Yalnız yolculuk ediyorum. - I'm travelling alone.

travel
{f} kaçmak
travel
{i} seyahat etme

Yurt dışına seyahat etmek ister misiniz? - Would you like to travel abroad?

Seninle seyahat etmek istiyorum. - I want to travel with you.

travel
{f} k.dili. hızlı gitmek
travel
{f} dolaşmak

Tom dünyayı dolaşmak istedi. - Tom wanted to travel around the world.

Hayalim dünyayı dolaşmaktır. - My dream is to travel the world.

travel
belli bir alanda gidip gelmek
travel
gazlamak
travel
topuklamak
travel
gitmek

Onun seyahate gitmek için yeterli parası yok. - He doesn't have enough money to go travelling.

Gemi ile gitmek arabayla gitmekten daha uzun sürüyor. - Traveling by boat takes longer than going by car.

travel
tüymek
travel
hareket etmek
travel
geçmek
travel
dili hızlı gitmek
travel
muntazam ha
travel
{f} yolculuk etmek, seyahat etmek
travel
{f} gezmek, dolaşmak
travel
(fiil) yolculuk etmek, seyahat etmek, dolaşmak, gezmek, yol almak, işlemek, kaçmak
travel
(Nükleer Bilimler) gezinme
الإنجليزية - الإنجليزية
travel
to force to journey

    الواصلة

    to force to jour·ney

    التركية النطق

    tı fôrs tı cırni

    النطق

    /tə ˈfôrs tə ˈʤərnē/ /tə ˈfɔːrs tə ˈʤɜrniː/
المفضلات