Tom bütün günü çatıdaki sızıntıyı tamir etmek için uğraşarak geçirdi.
- Tom spent all day trying to fix the leak in the roof.
Arabayı tamir etmek kaça mal olacak?
- How much will it cost to fix the car?
Onlar ısıtma sistemini onarmak için buradalar.
- They're here to fix the heating system.
Hâlâ çamaşır makinesini onarmak zorundayım.
- I still have to fix the washing machine.
Bunu düzeltmek imkansız.
- It's impossible to fix.
Tom onu düzeltmek için ne zaman uğruyor?
- When's Tom coming over to fix that?
Sana iyi bir yemek hazırlamak için geldim.
- I came to fix you a decent meal.
Kendimi korkunç bir çıkmazda buldum.
- I found myself in a terrible fix.
Tom kendini berbat bir çıkmazda buldu.
- Tom found himself in a terrible fix.
Onlar tabelayı duvara tutturdular.
- They fixed the sign to the wall.
Düzeltilmesi gereken bir şey gördün mü?
- Did you see anything that needs to be fixed?
Ben sesi nasıl düzeltebilirim?
- How do I fix the volume?
Artık sorunun ne olduğunu bildiğinize göre onu düzeltmenin ne kadar zaman alacağını düşünüyorsunuz?
- Now that you know what the problem is, how long do you think it'll take to fix it?
Sami daha az pahalı bir onarım önerdi.
- Sami suggested a less expensive fix.
Eve giderken bulduğum radyoyu tamir ediyorum.
- I'm fixing the radio I found on my way home.
Saatimi tamir ettirdim.
- I had my watch fixed.
Çalışmak için burada olmak yerine onun burada sadece kalıcı bir fikstür olduğunu anlarsın.
- Instead of being here to work, you get the sense that he's simply a permanent fixture here.
Bir hatayı düzeltmeliyim.
- I have to fix a mistake.
Artık sorunun ne olduğunu bildiğine göre onu düzeltmenin ne kadar zaman alacağını düşünüyorsun?
- Now that you know what the problem is, how long do you think it'll take to fix it?
Biz fiyatı 15 dolarda sabitledik.
- We fixed the price at $15.
Faiz oranları %5'te sabitlendi.
- Interest rates have been fixed at 5%.
That heater will start a fire if you don't fix it.
That plumber's fix is much better than the first one's.
It rained before we repaired the roof, and were we in a fix!.
A majority of voters believed the election was fixed in favor of the incumbent.
She fixed dinner for the kids.
He got caught breaking into lockers, so a couple of guys fixed him after work.
Just one fix! -Alain Jourgensen.
We have a fix on your location.
A leech can fix itself to your skin without you feeling it.
He fixed me with a sickly grin, and said, I told you it wouldn't work!.
She's fixed on the idea of becoming a doctor.
Rover stopped digging under the fence after we had the vet fix him.
... labor leaders faith leaders law enforcement and fix our broken ...
... somebody like that. So, we can fix this system in a comprehensive way. And when Governor ...