to fill or lengthen (a story, ones importance, etc.)

listen to the pronunciation of to fill or lengthen (a story, ones importance, etc.)
الإنجليزية - التركية

تعريف to fill or lengthen (a story, ones importance, etc.) في الإنجليزية التركية القاموس.

pad
sessizce yürümek
pad
yastık

Tom uyku tulumunun altına bir köpük yastık koydu. - Tom put a foam pad under his sleeping bag.

Tom Mary'ye büyük yastıklı bir zarf uzattı. - Tom handed Mary a large padded envelope.

pad
(konuşma/vb.) şişirmek
pad
daire
pad
(pamuklu/vb.yumuşak) tıkaç
pad
ev
pad
{f} şişirmek
pad
(Askeri) FIRLATMA YASTIĞI: Bak. "launch pad"
pad
{i} bloknot, kâğıt destesi
pad
nilüfer çiçeğinin su yüzünde duran yaprağı
pad
{i} yastık (küçük)
pad
{i} altlık
pad
{i} ayak izi (hayvan)
pad
{f} ped koymak
pad
(Tıp) Pamuktan veya başka uygun maddeden yapılan küçük yastık, kompres
pad
kağıt destesi
pad
{i} rampa

Roket, fırlatma rampası üzerinde patladı. - The rocket exploded on the launch pad.

Roketler bir fırlatma rampasından ateşlendi. - The rockets were fired from a launching pad.

pad
küfe/mekan/bloknot/yastık
pad
{i} ped
الإنجليزية - الإنجليزية
pad
to fill or lengthen (a story, ones importance, etc.)
المفضلات