Utanmaz bir yalancı gülümseyerek konuşur.
- A shameless liar speaks smilingly.
Bazı insanların hiç utanması yok.
- Some people have no shame.
O utançla başını eğdi.
- He hung his head in shame.
Alice utanç içinde başını eğdi.
- Alice hung her head in shame.
Ne yazık ki beton yanmaz.
- It's a shame that concrete doesn't burn.
Yalan söylediğin için yazıklar olsun.
- Shame on you for lying.
Beni rezil etmek için çok çabaladın, değil mi?
- You've tried so hard to put me to shame, haven't you?
Therefore, brothir, I woll that ye wete I shame nat to be with hym nor to do hym all the plesure that I can.