to dress, deck, adorn, bestow, invest, take effect as a title or become fixed

listen to the pronunciation of to dress, deck, adorn, bestow, invest, take effect as a title or become fixed
الإنجليزية - التركية

تعريف to dress, deck, adorn, bestow, invest, take effect as a title or become fixed في الإنجليزية التركية القاموس.

vest
yelek

Polis memuru bir kurşun geçirmez yelek giydi. - The police officer wore a bulletproof vest.

Tom balık tutma yelek ve şapkasını giydi ve kapıya yöneldi. - Tom put on his fishing vest and hat and headed for the door.

vest
yelek/atlet
vest
{f} yetki vermek
vest
vermek
vest
fanila
vest
atlet
vest
"with" veya "in" ile yetki vermek
vest
çıkar

Tom, kurşun geçirmez yeleğini çıkardı. - Tom took off his bullet-proof vest.

Tom ceketini çıkardı, kurşun geçirmez yelek giydi ve sonra ceketini geri giydi. - Tom took off his jacket, put on a bullet-proof vest, and then put his jacket back on.

vest
{f} el koymak [amer.]
vest
alâkadar menfaat
vest
{f} with (yetki, hak v.b.'ni) vermek
vest
{f} cüppe giymek
vest
{f} hak olarak geçmek
vest
{i} iç gömleği
vest
(Tekstil) 1. yelek 2. fanila, iç gömleği
vest
{f} cüppe giydirmek
vest
{f} haczetmek [amer.]
vest
vested interest kazanılmış hak
vest
{f} in -e vermek: The Constitution vests legislative power
الإنجليزية - الإنجليزية
{v} vest
to dress, deck, adorn, bestow, invest, take effect as a title or become fixed

    الواصلة

    to dress, deck, adorn, bestow, invest, take ef·fect as a ti·tle or be·come fixed

    النطق

المفضلات