to draw to, or cause to tend to; esp

listen to the pronunciation of to draw to, or cause to tend to; esp
الإنجليزية - التركية

تعريف to draw to, or cause to tend to; esp في الإنجليزية التركية القاموس.

attract
{f} cezbetmek
attract
{f} çekmek

Ben dikkat çekmek istemiyordum. - I did not want to attract attention.

Çocuklar bazen sırf ilgi çekmek için ağlarlar. - Children often cry just to attract attention.

attract
cekici
attract
çek

Onun kız yeğeni çekici ve yaşına göre olgundur. - His niece is attractive and mature for her age.

Negatif elektronlar pozitif elektronlar çekerler. - Negative electrons attract positive electrons.

attract
cazip

Payınızdan memnun değilseniz, onu biraz daha cazip yaparım. - If you are not satisfied with your share, I'll make it a bit more attractive.

Bu düşünce çok cazip. - The idea is very attractive.

attract
attractively güzel
attract
alımlı

Sanırım o, alımlı ve çekici. - I think she is charming and attractive.

attract
cazip attractive cazibeli
attract
cezbetmek attractile çekici
attract
alımlı surette attractiveness çekicilik
attract
cazibe

Onu cazibeli buluyor musun? - Do you find him attractive?

Mercan kayalığı, bölgenin en önemli cazibesidir. - The coral reef is the region's prime attraction.

الإنجليزية - الإنجليزية
attract
to draw to, or cause to tend to; esp
المفضلات