Konu ile ilgili ne yapmak zorundasın?
- What do you have to do with the matter?
O, bir silah olmadan yapmak zorunda kalacak.
- He'll have to do without a gun.
Sahip olduğunla yetinmek zorunda kalacaksın.
- You'll have to make do with what you've got.
Sahip olduklarımızla yetinmek zorunda kalacağız.
- We'll have to make do with what we have.
She says she doesn't want anything to do with him anymore.