to discuss an issue in order to come to an agreement

listen to the pronunciation of to discuss an issue in order to come to an agreement
الإنجليزية - التركية

تعريف to discuss an issue in order to come to an agreement في الإنجليزية التركية القاموس.

negotiate
{f} görüşmek

Tom görüşmek için istekli. - Tom is willing to negotiate.

Tom görüşmek istemiyor. - Tom doesn't want to negotiate.

negotiate
müzakerede bulunmak
negotiate
{f} müzakere etmek/yapmak, görüşmek
negotiate
{f} müzakere ederek -i sonuca bağlamak
negotiate
{f} ciro etmek
negotiate
müzakere yapmak
negotiate
müzakere

İki taraf günlerce müzakere ettiler. - The two sides negotiated for days.

Onlarla müzakere yapması için onu atadık. - We delegated him to negotiate with them.

negotiate
(Bilgisayar) anlaş

Bir sonraki adım barış anlaşmasının koşullarını görüşmekti. - The next step was to negotiate terms of a peace treaty.

Barış anlaşması görüşme girişimleri başarısız oldu. - Attempts to negotiate a peace treaty failed.

negotiate
akdetmek
negotiate
rahatça geçmek
negotiate
{f} aşmak
negotiate
{f} kırdırmak
negotiate
{f} geçmek
negotiate
(fiil) görüşmek, tartışmak, ciro etmek, paraya çevirmek, kırdırmak, başarmak, geçmek, aşmak
negotiate
tertip etmek
negotiate
{f} (zor bir durumu) atlatmak; (engeli) aşmak
negotiate
(Mukavele) anlaşmayı müzakere etmek
negotiate
{f} başarmak
negotiate
{f} (çek/bono) ciro
negotiate
ciro etmek üstesinden gelmek
الإنجليزية - الإنجليزية
negotiate
to discuss an issue in order to come to an agreement

    الواصلة

    to dis·cuss an is·sue in or·der to come to an A·gree·ment

    التركية النطق

    tı dîskʌs ın îşu în ôrdır tı kʌm tı ın ıgrimınt

    النطق

    /tə dəˈskəs ən ˈəsʜo͞o ən ˈôrdər tə ˈkəm tə ən əˈgrēmənt/ /tə dɪˈskʌs ən ˈɪʃuː ɪn ˈɔːrdɜr tə ˈkʌm tə ən əˈɡriːmənt/
المفضلات