Tom suçunu itiraf etmek zorunda kaldı.
- Tom has to confess his crime.
Aşık olduktan sonra en büyük sevinç birinin aşkını itiraf etmektir.
- The greatest joy after being in love is confessing one's love.
Yalan söylemek zorunda kaldığını itiraf etti.
- He confessed he had to lie.
Sanık niçin itiraf etti?
- Why did the accused confess?
İtiraf etmeyi başardı.
- He did not fail to confess.