Tom gözden kaybolmak istiyor.
- Tom wants to disappear.
Eğer herhangi bir sayıyı sıfıra bölerseniz, sonuç tanımsızdır.
- If you divide any number by zero, the result is undefined.
Şimdi sıcaklık sıfırın altında on derece.
- It is ten degrees below zero now.
Ortadan kaybolmak istedim.
- I wanted to disappear.
Ortadan kaybolmak zorundasın.
- You have to disappear.
Ortadan kaybolmak istedim.
- I wanted to disappear.
Tom gözden kaybolmak istiyor.
- Tom wants to disappear.
Tren gözden kayboldu.
- The train disappeared from view.
Benim için sürpriz oldu, o bir anda gözden kayboldu.
- To my amazement, it disappeared in an instant.
Tom bir iz bırakmadan ortadan kayboldu.
- Tom disappeared without leaving a trace.
Kar yakında kaybolacak.
- The snow will soon disappear.
Küçük aile çiftlikleri yok oluyorlardı.
- Small family farms were disappearing.
O grup insanlar neredeyse yok oldular.
- That group of people almost disappeared.
Sadece gözden kaybolma.
- Just don't disappear.
Sis saat on civarında kaybolmaya başladı.
- The fog began to disappear around ten o'clock.
Pasifik'teki düşük rakımlı bazı ada ülkelerinin, deniz seviyesinin küresel ısınma sonucu yükselmesiyle yok olmasından korkuluyor.
- It's feared that some low-lying Pacific Island nations will disappear as seas rise as a result of global warming.
Onlar seni bulmadan önce, yok olmalısın.
- You need to disappear before they find you.
Hiç kimse o testten sıfır almadı.
- Nobody got zero in that test.
When Liverpool scored a third goal, their hopes of winning slipped away forever.
Traffic on the encrypted channels used by senior Iraqi generals had peaked and zeroed, then peaked again, and zeroed again.
... deeper and deeper into the capital cheer region numerous case to disappear ...
... due to disappear sunday due to emotions and this activity ...