John tablo üzerinde hak iddia etti.
- John laid claim to the painting.
Adam parayı almadığını iddia etti.
- The man claimed he didn't take the money.
O, onun hakkında bir şey bilmediğini iddia ediyor fakat ona inanmıyorum.
- She claims that she knows nothing about him, but I don't believe her.
O, onun hakkında bir şey bilmediğini iddia ediyor.
- She claims that she knows nothing about him.
Bazıları tam vücut tarayıcılarının dördüncü yasa değişikliğini ihlal ettiğini iddia etmektedir.
- Some claim that full-body scanners violate the Fourth Amendment.
Bir şüphelinin suçlu olduğunu ispatlamak için mahkemedeki savcılar iddialarını kanıtlamak zorundadır.
- Prosecutors in court have to substantiate their claims in order to prove a suspect is guilty.
Adam parayı almadığını iddia etti.
- The man claimed he didn't take the money.