Gecikmeden sorunu görüşmek gereklidir.
- It's necessary to discuss the problem without delay.
Tom Mary ile sorunu görüşmek istiyor.
- Tom wants to discuss the problem with Mary.
Tom'un sorunlarını tartışmak için kimsesi yok.
- Tom doesn't have anyone to discuss his problems with.
İlerde bunu tartışmak için sebep olmadığını anlıyorum.
- I see no reason to discuss it further.
Dün bunu seninle konuşmak istedim ama sen dinlemek istiyor gibi görünmüyordun.
- I wanted to discuss this with you yesterday, but you didn't seem to want to listen.
Patronumla kişisel konuları konuşmaktan imtina ederim.
- I avoid discussing personal subjects with my boss.
Bu sorun tartışılmaya değer.
- This problem is worth discussing.
Ben tartışmaya katıldım.
- I took part in the discussion.