to control, limit, or halt

listen to the pronunciation of to control, limit, or halt
الإنجليزية - التركية

تعريف to control, limit, or halt في الإنجليزية التركية القاموس.

check
{i} durdurma
check
adisyon
check
kontrolünü yapmak

Ben fizibilite kontrolünü yapmak istiyorum. - I'd like to do a feasibility check.

check
(Satranç) şah çekmek
check
ket
check
engellemek
check
denetim

Bu onların çalışmaları hakkında bir denetim olarak hizmet verecek. - This will serve as a check on their work.

Hızlı bir denetim yapacağım. - I'll do a quick check.

check
durdurmak
check
tutma
check
(kumar) fiş
check
hesap

Tom çek yazmadan önce hesap bakiyesini kontrol etti. - Tom double-checked his bank balance before writing the check.

Garson, hesap lütfen. - Waiter, the check, please.

check
tekşirmek
check
{f} denetle

Ben bir denetleme yapıyorum. - I've been doing some checking.

Bir bilgisayar yazım denetleyicisi aynı zamanda pek çok yazım hatalarını da ortadan kaldırabilir. - A computer spell checker could also eliminate most typing mistakes.

check
{i} fiş
check
{i} denetleme

Ben bir denetleme yapıyorum. - I've been doing some checking.

check
ekose desen/kum
check
in counter/desk hava terminalinde bilet ve bagajın kontrol edildiği tezgâh
check
{f} şah demek
check
emanet odasına teslim etmek
الإنجليزية - الإنجليزية
check