Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

to consider as an instance or example

listen to the pronunciation of to consider as an instance or example
الإنجليزية - التركية

تعريف to consider as an instance or example في الإنجليزية التركية القاموس.

take
almak

Otobüs yolcuları almak için durdu. - The bus stopped to take on passengers.

Otobüs yolcuları almak için durdu. - The bus stopped to take up passengers.

take
{f} götürmek

Tom'u hastaneye götürmek zorunda kaldım. - I had to take Tom to the hospital.

Bu kitapları kütüphaneye geri götürmek zorundayım. - I have to take these books back to the library.

take
{f} icap etmek
take
düşünce

what's your take? / what's your opinion? / what do you think? - Senin düşüncen/fikrin nedir?.

Hayatı son sürat yaşamam için bu faydasız düşünceleri bırakmam gerek. - I need to drop these useless perceptions to take full throttle over my life.

Lütfen ilk mesajıma bir göz atın ve bu konudaki düşüncelerinizi bana bildirin. - Please, take a look at my first post and let me know what you think about it.

take
{f} hissetmek
take
götür

Bu otobüs sizi müzeye götürecek. - This bus will take you to the museum.

Beni liderinize götürün. - Take me to your leader.

take
ahzetmek
take
kandırmak
take
çatmak
take
aşırmak
take
hasılat
take
gerektirmek
take
kazanmak

Kazanmak için ne gerektiğini biliyorum. - I know what it takes to win.

Önemli olan oyunda kazanmak değil, oyunun içinde yer almak. - The important thing is not to win the game, but to take part in it.

take
(içine) almak
take
istemek
take
{f} yapmak

Ben bir banyo yapmak istiyorum. - I want to take a bath.

New York'a geri dönmek için kırmızı-göz uçuşu yapmaktan başka seçeneğim yok. - I have no choice but to take the red-eye back to New York.

take
{f} ölçmek

Ben senin ateşini ölçmek istiyorum. - I want to take your temperature.

take
{i} reaksiyon

Bir kimyasal reaksiyon bir veya daha fazla adımda gerçekleşir. - A chemical reaction takes place in one or more steps.

take
{f} tahammül etmek
take
{f} kaplamak
الإنجليزية - الإنجليزية
take

I've had a lot of problems recently. Take last Monday. The car broke down on the way to work. Then ...etc.

to consider as an instance or example

    الواصلة

    to con·sid·er as an in·stance or ex·am·ple

    التركية النطق

    tı kınsîdır äz ın înstıns ır îgzämpıl

    النطق

    /tə kənˈsədər ˈaz ən ˈənstəns ər əgˈzampəl/ /tə kənˈsɪdɜr ˈæz ən ˈɪnstəns ɜr ɪɡˈzæmpəl/
المفضلات