İfade özgürlüğü ciddi şekilde sınırlandı.
- Freedom of speech was tightly restricted.
Kataloğumuzda bulunanlara göre lütfen siparişlerinizi sınırlayın.
- Please restrict your orders to what is in our catalog.
Bu yeni kanunun, özgürlüğünü kısıtlayacağını hissediyor.
- He feels this new law will restrict his freedom.
Eski kısıtlamayı kaldırmaya karar verdiler.
- They decided to abolish the old restriction.
Sınırlayıcı uygulamalar sanayiler için zararlı olabilir.
- Restrictive practices can be damaging for industries.
If we restrict sine to , we can define its inverse.