to conjoin; to put together in distribution; to class

listen to the pronunciation of to conjoin; to put together in distribution; to class
الإنجليزية - التركية

تعريف to conjoin; to put together in distribution; to class في الإنجليزية التركية القاموس.

sort
{f} sınıflandırmak
sort
{i} tür

Bu tür iş çok sabır gerektirir. - This sort of work calls for a lot of patience.

Hafta sonlarında ne tür şeyler yaparsınız? - What sort of things do you do on weekends?

sort
{i} çeşit

Tokyo'da her çeşit millet yaşar. - All sorts of people live in Tokyo.

Ne çeşit bir evin var? - What sort of house do you have?

sort
{i} punto
sort
{f} ayıklamak

Onun kağıtlarını ayıklamak için birkaç gün harcadım. - I spent several days sorting through her papers.

sort
takım
sort
kabil
sort
tasnif etme

Tom, birkaç şeyi tasnif etmesi gerektiğini söyledi. - Tom said he needed to sort a few things out.

Bütün bagajımızı tasnif etmek uzun bir süre aldı. - It took quite a while to sort out all our luggage.

sort
(Bilgisayar) sıralar
sort
türlerine göre ayırmak
sort
{f} tasnif etmek

Bütün bagajımızı tasnif etmek uzun bir süre aldı. - It took quite a while to sort out all our luggage.

sort
sırala(mak)
sort
{f} halletmek
sort
keyifsiz
sort
türleri
sort
{i} çeşit, tür, nevi
sort
{f} çözümlemek
sort
sort sınıfla
sort
{f} sırala

İsimler alfabetik olarak sıralanır. - The names are sorted alphabetically.

Öğeleri büyükten küçüğe doğru sıralayın. - Sort the items from large to small.

الإنجليزية - الإنجليزية
sort
to conjoin; to put together in distribution; to class
المفضلات