Favori konfor gıdan nedir?
- What's your favorite comfort food?
O konfor içinde yaşamaktadır.
- He lives comfortably.
Dışarısı ne kadar soğuk olursa olsun, odalar bir rahatlık sıcaklığına kadar ısıtılır.
- No matter how cold it is outside, the rooms are heated to a comfortable temperature.
Göz kendi rahatlık düzeyinin ötesini görmez.
- The eye doesn't see beyond its own comfort level.
Ben onu telefonda teselli etmek zorunda kaldım.
- I had to console her on the telephone.
Luisa gözyaşlarına boğulduğunda, yalnızca onun en iyi arkadaşı onu teselli etmek için yaklaştı.
- When Luisa broke into tears, only her best friend approached to console her.
O yalnızken kendini her zaman müzikle rahatlattı.
- She always comforted herself with music when she was lonely.
Herkes onunla birlikte rahat hisseder.
- Everybody feels comfortable with him.
Nintendo DS popüler bir elde taşınabilir oyun konsoludur.
- The Nintendo DS is a popular handheld game console.
Çıkmış yeni bir konsol var. Ona Nintendo 64 deniyor!
- There's a new console out. It's called the Nintendo 64!
Onun huzurunda asla rahat hissetmem.
- I never feel comfortable in his presence.
O, onu teselli etmeye çalıştı fakat o ağlamaya devam etti.
- She tried to comfort him, but he kept crying.
Arkadaşım düşük yaptı ve onu nasıl teselli edeceğimi bilmiyorum.
- My friend had a miscarriage and I don't know how to comfort her.
Kumanda panelinin uzun süreli kullanımdan kaçının. Göz yorgunluğunu önlemek için, oyunun her saati boyunca yaklaşık 15 dakikalık bir mola verin.
- Avoid prolonged use of the console. To help prevent eye strain, take a break of about 15 minutes during every hour of play.
Tebdilimekânda ferahlık vardır.
- A change of scenery would provide comfort.
Tom Meryem'i ferahlatmak istedi.
- Tom wanted to comfort Mary.
Tom Mary'yi rahatlatmak için elinden geleni yapıyor.
- Tom is doing his best to comfort Mary.
Bir kadın kızdığında, onu rahatlatmak için ihtiyacın olan tek şey dört küçük öpücüktür.
- When a woman's angry, four little kisses are all you need to comfort her.
Tom Mary'yi teselli etmek istedi.
- Tom wanted to comfort Mary.
Markku Liisa'yı teselli etmek istedi.
- Markku wanted to comfort Liisa.
O ağladı ve ağladı ama hiç kimse onu avutmak için gelmedi.
- She cried and cried, but nobody came to comfort her.
Tom Meryem'i rahat ettirmek istedi.
- Tom wanted to comfort Mary.
Tom, Mary'yi rahat ettirmek için elinden gelenin en iyisini yaptı.
- Tom did his best to comfort Mary.
Taninna'yı avutamam. O kimseyle konuşmak istemiyor.
- I cannot console Taninna. She doesn't want to talk to anyone.
the comforts of home.
Rob comforted Aaron because he was lost and very sad.
... So I sort of take comfort in the journey of ...
... do things that are a little bit outside their comfort zone ...