Biz trafik kazalarını önlemek için gerekli önlemleri almamız gerekir.
- We must take measures to prevent traffic accidents.
Ellerinizi düzenli olarak yıkama bazı hastalıklara yakalanmayı önlemek için iyi bir yoldur.
- Washing your hands regularly is a good way to prevent catching some diseases.
Arkadaşları onun dondurma yemesini engellemek için buzluğa asma kilit takmak zorunda kaldılar.
- Her friends had to padlock the freezer to prevent her from eating ice cream.
Bu durumun tekrar oluşmasını engellemek imkansız.
- It is impossible to prevent this situation from occurring again.
Tom Mary'nin orduya katılmasını engellemeye çalıştı.
- Tom tried to prevent Mary from joining the army.
O, söylentinin yayılmasını engellemeye çalıştı.
- She tried to prevent the rumor from spreading.
Şiddetli yağmur balık tutmaya gitmemizi engelledi.
- The heavy rain prevented us from going fishing.
Hastalık partiye katılmamı engelledi.
- Illness prevented me from attending the party.
Yarın gelmek zorunda kalacaksın.
- You'll have to come tomorrow.
Tom Mary'nin onun partisine gelmek istediğini duyduğunda gerçekten memnun oldu.
- Tom was really glad to hear that Mary wanted to come to his party.