O, beni bir yalancı olmakla suçladı.
- He accused me of being a liar.
Patronun öğle yemeğini yemekle suçlandım.
- I was accused of eating the boss's lunch.
Tom haksız yere suçla itham edildi.
- Tom was unjustly accused of the crime.
Yakınlarını kayırmakla itham ediliyor.
- She was accused for nepotism.
Birini bir şeyle suçlamadan önce çok emin olsan iyi olur.
- You'd better be very sure before you accuse Tom of anything.
Onu parayı çalmakla suçlamamalıydım.
- I shouldn't have accused him of stealing the money.