Yarın sabah erken uyanmak istiyorum.
- I want to wake up early tomorrow morning.
Ben saat 6.30'da uyanmak zorundayım.
- I have to wake up at 6:30.
Bebek uyanmasın diye parmak ucumda yürüdüm.
- I walked on tiptoes so as not to wake the baby.
O uyanır uyanmaz müziği açacağız.
- As soon as she wakes up, we'll turn on the music.
Koyu bir fincan kahve uyanık kalmama yardım eder.
- A strong cup of coffee helps me wake up.
Amacım Tom'u uyandırmak değildi.
- I didn't mean to wake Tom up.
Seni uyandırmak istemedim.
- I didn't want to wake you.