to cause to part with; to deprive of

listen to the pronunciation of to cause to part with; to deprive of
الإنجليزية - التركية

تعريف to cause to part with; to deprive of في الإنجليزية التركية القاموس.

lose
kaybetmek

Onu sonsuza kadar kaybetmek yerine, bir arkadaşına karşı sabırlı ol. - Have patience with a friend rather than lose him forever.

Anahtarı kaybetmek senin dikkatsizliğindi. - It was careless of you to lose the key.

lose
yitirmek

Kız arkadaşımı yitirmek istemiyorum. - I don't want to lose my girlfriend.

lose
mağlup olmak
lose
zayi etmek
lose
(Ticaret) ziyan etmek
lose
kaybettirmek
lose
geri kalmak (saat)
lose
(sögen) geri kalmak
lose
kazanamamak
lose
yenilmek
lose
lose face itibarını kaybetmek
lose
{f} geri kalmak
lose
{f} mahrum etmek
lose
{f} heba etmek
lose
kendinde
lose
{f} yenilmek, kaybetmek: ''Did your team win?'' ''No, it lost.''
lose
{f} kaçırmak
الإنجليزية - الإنجليزية
lose
to cause to part with; to deprive of
المفضلات