Kaplan kafesin ortasına uzanmıştı.
- The tiger laid in the middle of the cage.
Aslanlar kafeslerinde kükredi.
- The lions roared in their cages.
Onun bir kuş kafesi gibi olduğunu düşündü.
- He thought that it was like a bird cage.
Kuş kafesin içine uçtu.
- The bird flew into the cage.
Şarkıcıyı hapishaneye koyabilirsin, ama şarkıyı değil.
- You can cage the singer but not the song.
Hayvanları kafese koyun.
- Put the animals into the cage.
Kuşları kafese koymayı reddediyorum.
- I refuse to cage birds.
Bir araba fabrikasında yedek parça yapıyoruz.
- We are producing spare parts in an automobile factory.
Bir araba kazasında hayatını kaybetti.
- She was killed in an automobile accident.
Otomobiller fabrikalarda yapılır.
- Automobiles are made in factories.
Yolcu vagonlarının yerini otomobiller aldı.
- Automobiles replaced carriages.
... walk into this steel cage, electrify it, and he wouldn't get electrocuted at all. That's ...
... this metal object and that's called a Faraday cage. Well, what Michael Faraday did was, ...