to bestow (a thought or gesture) towards (someone or something)

listen to the pronunciation of to bestow (a thought or gesture) towards (someone or something)
الإنجليزية - التركية

تعريف to bestow (a thought or gesture) towards (someone or something) في الإنجليزية التركية القاموس.

wish
{f} dilemek

Anneme mutlu yıllar dilemek istiyorum. - I'd like to wish my mom a happy birthday.

Sana iyi şans dilemek için geldim. - I came to wish you good luck.

wish
{i} arzu

Tanrı ile konuşma arzusu saçmadır. İdrak edemediğimiz birisiyle konuşamayız. - The wish to talk to God is absurd. We cannot talk to one we cannot comprehend.

Onunla evlenmeyi arzu etti. - He wished to marry her.

wish
{i} dilek

Üçüncü dilek mi? Adam şaşırdı. Birinci ve ikinci dileği dilememişsem, o nasıl üçüncü dilek olabilir ki? - Third wish? The man was baffled. How can it be a third wish if I haven't had a first and second wish?

O, sana en iyi dileklerini gönderdi. - She sent you her best wishes.

wish
{i} istek

Onun isteklerinin aksine o onu yakarak kül etti. - She cremated him against his wishes.

İnşallah isteklerin gerçekleşir. - I hope your wishes will come true.

wish
{f} dile

Herkes vali seçilmiş olmayı diledi. - Everybody wished he had been elected governor.

Tom'un Mary ile evlenmemiş olmayı dilediği zamanlar olmuştur. - There were times when Tom wished he hadn't married Mary.

wish
{f} 1. Dilek belirtir: I wish you'd shut up. Sen bir sussan. I wish they'd come today. Bugün bir gelseler. I wish they were coming today. Gönül
wish
{i} isteme

Ken onun İngilizcesini tazelemeyi istemektedir. - Ken wishes to brush up his English.

Romalılar, imparatorluğun çöküşünü istemedi, ama oldu. - Romans did not wish for the fall of their empire, but it happened.

wish
Dilek belirtir: I wish you'd shut up. Sen bir sussan. I wish they'd come today. Bugün bir gelseler. I wish they were coming today. Gönül
wish
istemek

Ken onun İngilizcesini tazelemeyi istemektedir. - Ken wishes to brush up his English.

Jane İngiltere'de sumo görebilmeyi istemektedir. - Jane wishes she could see sumo in England.

wish
{i} umut
wish
{f} umut etmek
الإنجليزية - الإنجليزية
wish
to bestow (a thought or gesture) towards (someone or something)
المفضلات