to beget

listen to the pronunciation of to beget
الإنجليزية - التركية
{f} babası olmak
kind
{s} iyi

İyiliğiniz için size minnettarım. - I am grateful to you for your kindness.

Ben senin iyiliğin için ne kadar teşekkür etsem azdır. - I can't thank you enough for your kindness.

kind
I kind of expected it Biraz da bunu bekliyordum
beget
{f} yol açmak, sebep olmak
beget
peyda etmek
beget
baba olmak
kind
iyilikçi
kind
takım
kind
merhametli
kind
inayetli
kind
yürekten
beget
vücuda getirmek
beget
baba ol
kind
ince

Bizi davet etmeniz büyük incelikti. - It was kind of you to invite us.

Bana yardım etmen incelikti. - It was kind of you to help me.

kind
candan
kind
sevecen

Leyla nazik, tatlı ve sevecendi. - Layla was kind, sweet, and caring.

kind
{s} nazik

Onun nazik olduğunu söyledin ve o öyle. - You said she was kind and so she is.

O, onu mağazaya götürecek kadar nazikti. - He was kind enough to take him to the shop.

kind
{i} çeşit

Ne çeşit kadın olduğumu düşünüyorsun? - What kind of woman do you think I am?

Gelişmeleri takip etmek için üç çeşit gazete okurum. - I read three kind of newspapers in order to keep abreast with the times.

beget
tevlit etmek
beget
{f} neden olmak
beget
{f} yaratmak
beget
{f} (be.got, be.got.ten/be.got, --ting)
beget
babası ol
beget
begettervücuda getiren kimse
beget
{f} yol açmak
beget
babasl olmak
beget
baba
kind
{i} aynı şekil

Özür dilerim. Aynı şekilde sana geri ödeyeceğim. - I'm sorry, I'll pay you back in kind.

kind
{s} yumuşak başlı
kind
{i} çeşit, cins, tür, nevi
kind
(İnşaat) tür, çeşit
kind
{s} iyi, iyiliksever, iyilikçi; sevecen; merhametli
kind
âdeta milyoner
kind
eskitabiat
kind
(isim) çeşit, tür, cins, nitelik, aynı şekil, aşai rabbani ayinindeki ekmek veya su
الإنجليزية - الإنجليزية
kind
to produce by sexual generation
To produce as an effect; to cause to exist
{v} to generate, produce, cause
{f} cause, give rise to; father, sire
To procreate; to father (rarely: to mother); to get with child
To get with child
make children; "Abraham begot Isaac"; "Men often father children but don't recognize them
To cause; to produce
To procreate, as a father or sire; to generate; commonly said of the father
When a man begets a child, he becomes the father of that child. = father
make children; "Abraham begot Isaac"; "Men often father children but don't recognize them"
To beget something means to cause it to happen or be created. Poverty begets debt
to beget

    الواصلة

    to be·get

    التركية النطق

    tı bîget

    النطق

    /tə bəˈget/ /tə bɪˈɡɛt/

    فيديوهات

    ... beget a regulator who says, "Can't you just make me a computer that solves the problem? ...
المفضلات