Sınavda elimden gelenin en iyisini yapacağım.
- I'll do my best on the test.
İstakoz ciğeri toksik olabilir, onu yememek en iyisidir.
- Lobster tomalley can be toxic and it's best not to eat it.
Sadece yapabileceğinin en iyisini yap.
- Just do the best you can.
Yapabileceğinin en iyisi bu mu?
- Is that the best you could do?
En çok sevdiğin birini al, hangisi olursa olsun.
- Take the one you like best, whichever it is.
O en çok seyahat etmekten hoşlanır.
- She likes traveling best of all.
Benim en iyi dostum bir kitaptır.
- My best friend is a book.
Bana göre Almanca dünyadaki en iyi dildir.
- In my opinion, German is the best language in the world.
O, fırsatı en iyi şekilde değerlendirdi.
- He made the best of the opportunity.
Zaman çok değerli bir şeydir, bu yüzden onu en iyi şekilde kullanmamız gerekir.
- Time is a precious thing, so we should make the best use of it.
Sınavı geçmek için elimden geleni yapacağım.
- I will do my best to pass the examination.
Sizinle temasa geçmek için en iyi yol hangisidir?
- What's the best way to get in touch with you?
You did not win because I was sloppy. You bested me, Uncle. I've never seen you fight like that before.”.