Sözleşme imzaladığımız için kararımıza bağlıydık.
- We were tied to our decision because we signed the contract.
O, vahşi köpeğin bağlı tutulmasını istedi.
- He demanded that the savage dog be kept tied up.
Tek bir şirkete bağlanmak istemiyorum.
- I don't want to be tied to one company.
Anne, kızının saçına bir kurdele bağladı.
- The mother tied a ribbon in her daughter's hair.
Annem bir parça ip ile üç kurşun kalemi bağladı.
- Mother tied up three pencils with a piece of string.
Tek bir şirkete bağlanmak istemiyorum.
- I don't want to be tied to one company.
Uyandığımda, kendimi bağlanmış buldum.
- When I woke up, I found I had been tied up.
Rıhtıma bağlanmış birkaç balıkçı teknesi var.
- There are a number of fishing boats tied up at the dock.
... they remain tied to more ancient ways of life. ...
... Now, we're able to do this because your book purchase is tied to your Google account, not ...