Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
الإنجليزية - التركية
تعريف to be strong; to have power (over) في الإنجليزية التركية القاموس.
- may
- {f} mümkün olmak
- may
- {f} ebilmek
- may
- {f} abilmek
- may
- {f} olası olmak
- may
- bilmek
Muhabirler, belediye başkanının neden onlarla konuşmak istemediğini bilmek istediler.
-The reporters demanded to know why the mayor wouldn't talk to them.
Bizim her an ölebilir olduğumuzu bilmek üzücü.
-It's sad to know that we may die any moment.
- may
- yardımcı f. (might) -ebilmek, -meli, -malı (İzin/olanak/olasılık belirtir.): May I have a drink of water? Bana bir bardak su verir misin? He
- may
- Mayıs
Nisan yağmurları mayıs çiçeklerini getirir.
-April showers bring May flowers.
İngiltere ve İskoçya, 1 Mayıs 1707'de birleşti ve Büyük Britanya Krallığı'nı oluşturdu.
-England and Scotland were unified on May 1, 1707, to form the Kingdom of Great Britain.
- may
- akdiken çiçekleri
- may
- (olasılık belirtir) -ebilmek
- may
- (izin belirtir) -ebilmek
- may
- (dilek belirtir) --ir inşallah
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف to be strong; to have power (over) في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- may
to be strong; to have power (over)
الواصلة
to be strong; to have po·wer (over)Resimler
السابق
المفضلات