Söyleyecek bir şeyiniz olmadığında susmak utanç verici değil.
- It's not shameful to be silent when you have nothing to say.
Uzun süredir suskunum.
- I have been silent for a long time.
O, bir süre sessiz kaldı.
- He remained silent for a while.
Sorun konusunda sessiz kaldı.
- She kept silent about the problem.
Söyleyecek bir şeyiniz olmadığında susmak utanç verici değil.
- It's not shameful to be silent when you have nothing to say.
Tom sessiz olmamızı istedi.
- Tom asked us to be silent.
Ebeveynler çocuklara konuşmayı öğretir, çocuklar ebeveynlere sessiz olmayı öğretir.
- Parents teach children to speak, children teach parents to be silent.
O susmaktan başka bir şey yapamaz.
- He can't do anything but keep silent.
Söyleyecek bir şeyiniz olmadığında susmak utanç verici değil.
- It's not shameful to be silent when you have nothing to say.
Ben sessiz olmak için gelmedim.
- I didn't come to be silent.
The Magnavox Odyssey was a silent console.
This new-created world, whereof in hell Fame is not silent. John Milton.
The silent of the night. Shakespeare.
... The audience here in the hall has promised to remain silent. No cheers, applause, boos, ...