to be in the presence of

listen to the pronunciation of to be in the presence of
الإنجليزية - التركية
huzurunda olmak
in the presence of
huzurunda

Bayanların huzurunda onu aptal yerine koydular. - They made a fool of him in the presence of ladies.

Yakın zamanda bir babanın büyük ailesinin huzurunda, erkek çocuklarımdan hiçbirinin avukat olmasını istemiyorum. dediğini duyduk. - Not long ago we heard a father say in the presence of his large family, I don't want any of my boys to be lawyers.

be in the
olmak
to be in
olmak

Tom'un yerinde olmak istemem. - I wouldn't like to be in Tom's shoes.

O anda Boston'da olmak müthiş heyecan vericiydi. - It was tremendously exciting to be in Boston at that time.

in the presence of
kucağında
in the presence of
(birinin) önünde/yanında/huzurunda: in the presence of a large company büyük bir topluluk önünde. Don't say that in her presence! Onun yanında
الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف to be in the presence of في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

in the presence of
near, in the midst of, in the immediate surroundings of
to be in the presence of

    الواصلة

    to be in the pres·ence of

    التركية النطق

    tı bi în dhi prezıns ıv

    النطق

    /tə bē ən ᴛʜē ˈprezəns əv/ /tə biː ɪn ðiː ˈprɛzəns əv/

    فيديوهات

    ... along the roads the presence of numerous caravan serai attest to the intense ...
المفضلات