to be in opposition; to be contradictory

listen to the pronunciation of to be in opposition; to be contradictory
الإنجليزية - التركية

تعريف to be in opposition; to be contradictory في الإنجليزية التركية القاموس.

conflict
çatışma,v.ters düş: n.çelişki
conflict
{f} tutmamak
conflict
uyuşmazlık

O her zaman biriyle uyuşmazlık içinde gibi görünüyor. - He seems to be always in conflict with someone.

conflict
{i} fikir ayrılığı
conflict
harp
conflict
çatışkı
conflict
aykırılık
conflict
çakışma
conflict
çatışma

Liderler arasındaki çatışmalar sağlıksız bölgecilikle sonuçlandı. - The conflicts among leaders resulted in unhealthy sectionalism.

O babası ile çatışma içinde. - She is in conflict with her father.

conflict
çatışmak
to be in
olmak

O anda Boston'da olmak müthiş heyecan vericiydi. - It was tremendously exciting to be in Boston at that time.

O, öğle yemeğinde zamanında olmak için babasına söz verdi. - She promised her father to be in time for lunch.

conflict
(Tıp) Psikiyatride iki adet uyumsu ve birbirine zıt arzunun veya duygunun bilinç altında mevcut olması
conflict
{i} ruhb. çatışma
conflict
{i} kavga
conflict
{i} anlaşmazlık

Din ve bilim arasında büyük bir anlaşmazlık vardır. - There is a great conflict between religion and science.

Bir anlaşmazlık görmüyorum. - I don't see a conflict.

conflict
conflict of laws kanunş ihtilaf
conflict
{i} uyuşmazlık, anlaşmazlık, ihtilaf
conflict
(fiil) çekişmek, anlaşmazlığa düşmek, savaşmak, bağdaşmamak, tutmamak
conflict
çelişmek
الإنجليزية - الإنجليزية
conflict
to be in opposition; to be contradictory
المفضلات