to be hopeless; to have no hope; to give up all hope or expectation

listen to the pronunciation of to be hopeless; to have no hope; to give up all hope or expectation
الإنجليزية - التركية

تعريف to be hopeless; to have no hope; to give up all hope or expectation في الإنجليزية التركية القاموس.

despair
{f} umudunu kesmek
despair
{i} çaresizlik
despair
umutsuzluk

Ürkütücü bir sessizlik havayı umutsuzlukla doldurdu. - An eerie silence filled the air with despair.

Lider umutsuzluk içinde plandan vazgeçti. - The leader gave up the plan in despair.

despair
ümitsizlik
despair
{f} umutsuzluğa düşmek
despair
{i} ümidini yitirme
despair
sık sık of ile ümitsiz olmak
despair
ümidini yitirmek
despair
umudunu yitirmek
despair
{f} umudunu kes

Umudunu kesme, Thomasa'a sor! - Don't despair, ask Thomas!

O parası için sevmediği bir adamla yaşamaya devam ederse, onun umudunu keseceği ve müthiş sıkıntıda olacağı gün gelecektir. - If she continues to live with a man she doesn't love for his money, the day will come when she will despair and be in dire straits.

despair
(of ile) umudunu kesmek
despair
despair umudunu kes
despair
kederle
despair
{i} ümits
despair
{f} ümidini yitir
despair
meyus olmak
despair
üzuntü
الإنجليزية - الإنجليزية
despair
to be hopeless; to have no hope; to give up all hope or expectation
المفضلات