Benzetme esasen doğrudur.
- The analogy is essentially correct.
Kahkaha iyi bir ilişkide esastır.
- Laughter is essential in a good relationship.
Neyi ve ne kadar çok yediğimizin farkında olma iyi sağlık için gereklidir.
- Being aware of what and how much we eat is essential to good health.
Sadece gerekli tamiratları yapın lütfen.
- Just do the essential repairs, please.
Tom temel olarak haklıydı.
- Tom was essentially right.
Bilgi toplamak, gezinin temellerinden biridir.
- Gathering information is one of the essentials of travel.
Sıkı çalışma başarının önemli bir faktörüdür.
- Hard work is an essential element of success.
Bellek beynimizin önemli bir işlevidir.
- Memory is an essential function of our brain.
Su yaşam için elzemdir.
- Water is essential to life.
Dünyada bir birey için en elzem şey kendisini anlamasıdır.
- The most essential thing in the world to any individual is to understand himself.
Özgür bir basın demokrasi için gereklidir.
- A free press is essential for democracy.
Bunu yapmamız zorunlu.
- It's essential that we do that.
Her çocuğun aynı eğitim fırsatlarına sahip olması zorunludur.
- It is essential that every child have the same educational opportunities.
Güneş hayat için olmazsa olmazdır.
- The sun is essential to life.
... dealing with that problem is absolutely essential. ...
... just said it. That's the essential ingredient is a cat. ...