Bazen düzeltmek yazmaktan zordur.
- Sometimes to correct is harder than to write.
Shishir son zamanlarda bir sürü cümle düzeltmektedir.
- Shishir has been correcting a lot of sentences lately.
Hipoteziniz doğrudur.
- Your hypothesis is correct.
Lütfen doğru cevabı kontrol edin.
- Please check the correct answer.
Tatoeba külliyatındaki tüm cümleleri, dil eğitimi için doğru ve uygun saymak tehlikelidir.
- It's dangerous to assume that all of the sentences in the Tatoeba Corpus are correct and suitable for language study.
Tom'un hatasız olduğuna inanıyorum.
- I believe Tom is correct.
Evet, tabii, hatasızsın.
- Yes, of course, you're correct.
Ne Tom ne de Mary kusursuz.
- Neither Tom nor Mary is correct.
O kesinlikle kusursuzdur.
- She's correct for sure.
Eğer yanlış yaparsam beni düzelt
- Correct me if I am wrong.
Akıllı insanlar başkalarının hatalarıyla kendi hatalarını düzeltirler.
- By other's faults wise men correct their own.
İngilizcen dil bilgisi bakımından doğru fakat bazen söylediğin tam olarak bir yerlinin söylediğine benzemiyor.
- Your English is grammatically correct, but sometimes what you say just doesn't sound like what a native speaker would say.
Lütfen bana tam saati söyle.
- Please tell me the correct time.
Biz politik doğruluktan korkmuyoruz.
- We're not afraid of political correctness.
Politik doğrulukları savunmaya korkmayan güçlü liderlere ihtiyacımız var.
- We need strong leaders who are not afraid to stand up to political correctness.
Sen tamamen hatasızsın.
- You are entirely correct.
Alıştırmaları düzeltmeyi tamamladı.
- She has finished correcting the exercises.
Test kağıtlarını düzeltmekle meşgul.
- He is busy correcting test papers.
Cümleleri düzeltmeyi severim.
- I like to correct sentences.
It's rude to correct your parents.
... a riot out there about this tape to come out. You are correct about that. ...
... Without this, you'd have to correct your spelling mistake ...