Kısaca söylemek gerekirse, o, onun önerisini geri çevirdi.
- To put it briefly, she turned down his proposal.
O bana kısaca ne olduğunu anlattı.
- She told me briefly what happened.
Planında olmak istiyorum.
- I want to be in your plan.
O, öğle yemeğinde zamanında olmak için babasına söz verdi.
- She promised her father to be in time for lunch.
Briefly, I am not happy about what happened, but no one will be losing their job.