to be, or come to be, in a tilted or sloping position; to become unbalanced

listen to the pronunciation of to be, or come to be, in a tilted or sloping position; to become unbalanced
الإنجليزية - التركية

تعريف to be, or come to be, in a tilted or sloping position; to become unbalanced في الإنجليزية التركية القاموس.

tip
bahşiş

Yurt dışına gittiğinizde, bahşiş vermenin gerekli olduğunu aklınızda tutsanız iyi olur. - When you go abroad, you'd better keep in mind that tipping is necessary.

Minnettarlık göstergesi olarak bahşiş verdi. - He gave a tip as a sign of gratitude.

tip
{i}

Tom parmak uçlarına basarak odadan çıktı. - Tom tiptoed out of the room.

Tom sessizce elbiselerini giydi ve ayak uçlarına basarak odadan çıktı. - Tom slipped quietly into his clothes and tiptoed out of the room.

tip
{f} yana yatmak
tip
atmak
tip
{i} yatırma
tip
{f} (off) tüyo vermek, herkesin bilmediği bir
tip
{i} tavsiye, nasihat, öğüt
tip
(Askeri) ÖNE EĞİKLİK: Bak "pitch"
tip
{i} filtre
tip
görmek
tip
dökmek
tip
tıkırdatmak
tip
{i} hafifçe dokunma
tip
boşaltmak
tip
(çöp/vb.) atmak
tip
(Mühendislik) üç (kalemde)
tip
hafif vuruş, tıkırdatma
tip
tepe, doruk
الإنجليزية - الإنجليزية
tip

the brief suspended agony of the boat, as it would tip for an instant on the knife-like edge of the sharper waves, that almost seemed threatening to cut it in two .

to be, or come to be, in a tilted or sloping position; to become unbalanced

    الواصلة

    to be, or come to be, in a tilted or slop·ing position; to be·come un·bal·anced

    النطق

المفضلات