to allure, invite, draw, engage

listen to the pronunciation of to allure, invite, draw, engage
الإنجليزية - التركية

تعريف to allure, invite, draw, engage في الإنجليزية التركية القاموس.

attract
{f} cezbetmek
attract
{f} çekmek

Tom dikkat çekmek istemiyordu. - Tom didn't want to attract attention.

Ben dikkat çekmek istemiyordum. - I did not want to attract attention.

attract
cekici
attract
çek

Onun kız yeğeni çekici ve yaşına göre olgundur. - His niece is attractive and mature for her age.

Onun görünümünü çekici bulurum. - I find her appearance attractive.

attract
cazip

Senin için cazip bir teklifim var. - I've got an attractive proposition for you.

Bu, bu tür bir cihaz için cazip bir fiyat. - It's an attractive price, for this sort of device.

attract
attractively güzel
attract
alımlı

Sanırım o, alımlı ve çekici. - I think she is charming and attractive.

attract
cazip attractive cazibeli
attract
cezbetmek attractile çekici
attract
alımlı surette attractiveness çekicilik
attract
cazibe

Onu cazibeli buluyor musun? - Do you find him attractive?

Bu saray bizim şehirde en ünlü ve en iyi takdir edilen cazibesidir. - This palace is the most famous and best appreciated attraction in our city.

الإنجليزية - الإنجليزية
{v} attract
to allure, invite, draw, engage
المفضلات