to affect the senses or the sensibility of; to move; to melt; to soften

listen to the pronunciation of to affect the senses or the sensibility of; to move; to melt; to soften
الإنجليزية - التركية

تعريف to affect the senses or the sensibility of; to move; to melt; to soften في الإنجليزية التركية القاموس.

touch
{f} dokunmak

Küçük çocuklar her şeye dokunmak ister. - Little children like to touch everything.

Bu yılan dokunmak için güvenli midir? - Is this snake safe to touch?

touch
tesir etmek
touch
aldatmak
touch
{i} az bir derece/miktar: He has a touch of fever. Azıcık ateşi var. There's a touch a sore spot/point hassas bir konuya/noktaya dokunmak
touch
{f} incitmek
touch
{f} yetmek
touch
{f} teğet geçmek
touch
{i} dokunuş

Benim soğuk bir dokunuşum var. Bu çok kötü. - I've a touch of a cold. That's too bad.

touch
elleme
touch
az bir derece/miktar
touch
kıyaslanmak
touch
elini sürmek
touch
eline su dökmek
touch
taç
touch
kullanmak
touch
bahsetmek
touch
(Tıp) Tuşe
touch
sözünü etmek
touch
çalmak
touch
{i} temas

Bu konuyla ilgili seninle tekrar temasa geçeceğim. - I will get in touch with you again about this matter.

O, ırkçı gruplarla temas halinde olduğunu mahkemede itiraf etti. - He confessed in court that he was in touch with racist groups.

الإنجليزية - الإنجليزية
touch
to affect the senses or the sensibility of; to move; to melt; to soften

    الواصلة

    to af·fect the senses or the sen·si·bi·li·ty of; to move; to melt; to sof·ten

    النطق

المفضلات