Para biriktirmek için sıkı çalıştı.
- She's worked hard to save up money.
Yaşlılık için para biriktiriyorum.
- I will save up money for when I'm old.
O biraz para biriktirmek için çok çalıştı.
- He worked hard to save up some money.
Para biriktirmek için sıkı çalıştı.
- She's worked hard to save up money.
Tom bir araba satın almak için yeterli parayı tasarruf etmek istedi.
- Tom wanted save up enough money to buy a car.
She knows she must save up for college.