to a significant degree

listen to the pronunciation of to a significant degree
الإنجليزية - التركية

تعريف to a significant degree في الإنجليزية التركية القاموس.

well
{f} fışkırmak
to a degree
biraz
well
hokka
well
haklı olarak
well
boşluk
well
fışkırıp akmak
well
su kuyusu
well
yerinde

O yerinde harcanmış paraydı. - That was money well spent.

O günlerde ailemin hali vakti yerindeydi. - My family was well off in those days.

bigtime
büyük zaman
something good
iyi bir şey
to a degree
bir ölçüde
to a degree
bir noktaya kadar
to a degree
bir dereceye kadar

Ben, bir dereceye kadar sizinle aynı fikirdeyim. - I agree with you to a degree.

to a degree
birazcık
well
{ü} öyleyse

Öyleyse siz de bu kursu takip etmeyi planlıyorsunuz. - So you're planning to follow this course as well!

Peki, öyleyse, yapmamı istiyorsan onu yaparım. - Well, then, if you want me to I'll do it.

well
iyice

O, Japonya tarihine iyice aşina oldu. - He got well acquainted with the history of Japan.

Ellerinizi iyice yıkayın - Wash your hands well.

well
elverişli
well
{ü} Pekâlâ!/Ya!/Hayret!/Olur şey değil!/Sahi!/Eh!/Haydi!
well
(Askeri) HAVA ÖNLEMESİNDE "BELİRTİLEN CİHAZLAR İYİ ÇALIŞIYOR " ANLAMINDA BİR KOD
well
sıhhatli
well
tamamen

Tamamen NTT'ye ait şirket, iyi kazanıyor. - The company, wholly owned by NTT, is doing well.

Tom sorunun tamamen farkındadır. - Tom is well aware of the problem.

well
z. (bet.ter, best)
well
{s} iyi durumda

O bu işe başladığından beri oldukça iyi durumda. - He has been well off since he started this job.

Tom hâlâ iyi durumda. - Tom is still doing well.

well
sıhhatça iyi
well
{i} kuyu: artesian well artezyen kuyusu, artezyen. oil well petrol kuyusu
الإنجليزية - الإنجليزية
well
bigtime
something good
to a degree
to a large extent, to a great extent
to a significant degree

    الواصلة

    to a sig·ni·fi·cant de·gree

    التركية النطق

    tı ı sıgnîfîkınt dîgri

    النطق

    /tə ə səgˈnəfəkənt dəˈgrē/ /tə ə səɡˈnɪfɪkənt dɪˈɡriː/
المفضلات