He tried to seem calm but his trembling hands betrayed him.
- Sakin görünmeye çalıştı ama titreyen elleri onu ele verdi.
His trembling hands belied his calm attitude.
- Titreyen elleri onun sakin davranışını yalanladı.
He tried to maintain a calm expression, but his shaking hands betrayed him.
- O, sakin bir ifadeyi sürdürmeye çalıştı, ama onun titreyen elleri ona ihanet etti.
There was a tremble in her voice.
- Onun sesindeki bir titreme vardı.
The timid man trembled with fear.
- Ürkek adam korkuyla titredi.
This could make any girl quiver.
- Bu herhangi bir kızı titretebilir.
I felt my phone vibrate in my pocket.
- Telefonumun cebimde titrediğini hissettim.
Tom's phone vibrated.
- Tom'un telefonu titreşti.
You said a word that makes me shudder.
- Beni titreten bir söz söyledin.
I shivered with cold when I went outside.
- Dışarıya çıkınca soğuktan tir tir titredim.
Tom stopped shivering.
- Tom titremeyi durdurdu.
Tom stopped shivering.
- Tom titremeyi durdurdu.
I wish I could stop shivering.
- Keşke titremeyi durdurabilsem.
His trembling hands belied his calm attitude.
- Titreyen elleri onun sakin davranışını yalanladı.
He tried to seem calm but his trembling hands betrayed him.
- Sakin görünmeye çalıştı ama titreyen elleri onu ele verdi.
This fluorescent lamp is starting to flicker. We'll have to replace it.
- Bu floresan lamba titreşmeye başlıyor. Onu değiştirmemiz gerekecek.
After one last flicker, the candle went out.
- Son bir titremeden sonra mum söndü.