Tom'un uyarınıza ihtiyacı yok.
- Tom doesn't need your advice.
Sana biraz tavsiye verebilir miyim?
- May I give you some advice?
Sana biraz tavsiye verebilir miyim?
- Can I give you a bit of advice?
Yasal danışmanlığını istemiyorum.
- I don't want your legal advice.
Biraz ücretsiz danışma istiyor musun?
- Do you want some free advice?
Onun tavsiyesini dinlemeyecek kadar akıllıydın.
- You were wise not to follow his advice.
Ondan tavsiye alacak kadar akıllıydı.
- He was wise enough to take her advice.
Tom Mary'ye fikir sormalıdır.
- Tom should ask Mary for advice.
Onun nasihatına göre davransan iyi olur.
- You had better act upon his advice.
Benim nasihatımı dinlememesi sanırım bir hataydı.
- I think it was a mistake that he didn't take my advice.
Konuşmacı siyasi dünyadaki yozlaşmayı ima etti.
- The speaker hinted at corruption in the political world.
Pilot onun bir UFO olabileceğini ima etti.
- The pilot hinted that it might be a UFO.
O, bana bir parça iyi öğüt verdi.
- He gave me a good piece of advice.
O, ona biraz öğüt verdi.
- He gave her a piece of advice.