التركية - الإنجليزية
تعريف tiksinme في التركية الإنجليزية القاموس.
- loathing
- repugnance
- abhorring
- rally
- repulsion
- distaste
- disrelish
- disgust
I feel your disgust on that one.
-Onunla ilgili tiksinmeni hissediyorum.
Her face reflects disgust and sadness, rather than anger.
-Onun yüzü öfkeden daha ziyade tiksinme ve hüzün yansıtıyor.
- execration
- detestation
- revulsion
- nausea
- abhorrence
- antipathy
- repugnant
- tiksinmek
- loathe
- tiksinmek
- abhor
- tiksinmek
- abhore
- tiksinmek
- aversion
- tiksinmek
- disgust
- tiksinmek
- be revolted by
- tiksinmek
- hate one's guts
- tiksin
- abhor
- tiksinmek
- revolt
- tiksinmek
- to detest, to loathe, to abhor, to abominate
- tiksinmek
- be disgusted
- tiksinmek
- to be revolted by, feel sick at the thought or sight of, find (someone, something) repugnant
- tiksinmek
- abominate
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف tiksinme في التركية التركية القاموس.
- Tiksinmek işi, ikrah, istikrah, nefret
- (Osmanlı Dönemi) MÜKÂREHE
- Tiksinmek
- irkmek
- tiksinmek
- Bir şeyi, bir kimseyi, bir düşünceyi vb.yi kötü, iğrenç veya aşağılık bularak ondan uzak durma duygusuna kapılmak, nefret etmek, ikrah etmek, istikrah etmek
- tiksinmek
- Bir şeyi, bir kimseyi, bir düşünceyi vb.ni kötü, iğrenç veya aşağılık bularak ondan uzak durma duygusuna kapılmak, nefret etmek, ikrah etmek, istikrah etmek: "Evin kapısından çıkar çıkmaz kendimden tiksinerek sokaklardayım."- S. F. Abasıyanık
- tiksinmek
- (Osmanlı Dönemi) nefret
المصطلحات ذات الصلة
tiksinme
الواصلة
tik·sin·meResimler
المفضلات