tiefgreifend

listen to the pronunciation of tiefgreifend
ألمانية - التركية
esaslı
الإنجليزية - التركية

تعريف tiefgreifend في الإنجليزية التركية القاموس.

deep
derin derin

Tom, Mary'nin gözlerine derin derin baktı. - Tom looked deeply into Mary's eyes.

Bob o konuyu derin derin düşündü. - Bob thought deeply about that matter.

climacteric
(isim) Hasatından sonra olgunlaşmaya devam eden bitkiler için kullanılan terimdir
deep
kalın
climacteric
buhranlı yaş devresi
climacteric
klimakterik
deep
karmaşık
climacteric
{i} dönüm noktası

Tom dönüm noktası ile yaş dönümü arasındaki farkı bilmiyor. - Tom doesn't know the difference between climax and climacteric.

climacteric
bunalımlı
climacteric
hassas
climacteric
menapozla ilgili
climacteric
{i} kritik dönem
climacteric
kritik
climacteric
{i} yaş dönümü

Tom dönüm noktası ile yaş dönümü arasındaki farkı bilmiyor. - Tom doesn't know the difference between climax and climacteric.

climacteric
yaş dönümüyle ilgili
climacteric
(Tıp) a.climacterium'a ait
climacteric
{i} menapoz
deep
alçak
deep
{s} keskin
ألمانية - الإنجليزية
climacteric
root-and-branch
profound
deep
momentous
far-reaching
sich tiefgreifend verändern
to change profoundly