Tom üç saatten daha fazla süre bilet gişesinde kuyrukta beklemek zorunda kaldı.
- Tom had to stand in line at the ticket office for over three hours.
Bilet gişesindeki kuyrukta beklemek zorunda kaldı.
- He had to stand in line at the ticket office.
Bilet gişesindeki kuyrukta beklemek zorunda kaldı.
- He had to stand in line at the ticket office.
Bilet gişesinde bir kuyruk var.
- There is a line at the ticket office.
Bilet ofisinde sıra çok uzun.
- The queue is too long at the ticket office.